1973’te 11’inci cildinde ve G maddesinde, tamamlanmadan kalan Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi,
şimdilerde SALT Araştırma ve Kadir Has Üniversitesi ortaklığında bir proje ile ihya edilmeye çalışılıyor. Alfabetik olarak Prens adaları içinde birinci sırada olan Burgazada, tamamlanan ciltlerlerden altıncısının içinde yer alma şansı bulmuş. Özgür Ansiklopedi Vikipedi'nin (Wikipedia) iki buçuk yıl aradan sonra Türkiye'de tekrar erişime açılmasının şerefine Burgazada maddesini olduğu gibi aktarıyorum.
Kadim adı “Antigoni”; “Kızıl Adalar”, yahud sâdece “Adalar” denilen, batılı yazarların da “Prens Adaları” dedikleri ve Anadolu yakasında Maltepe ile Kartal köyleri karşısına dizilmiş takım adaların İstanbul tarafından ikincisi.
Mülkî idâre taksimâtında İstanbul Vilâyetinin Adalar İlçesinin iki bucağından biridir; Burgaz bucağı da iki mahalle olup bir mahallesi nefsî Burgaz Adası, diğer mahallesi Kınalı Adadır.
Galata Köprüsünden 17 kilometre mesafededir; uzunluğu 1900, eni 1300 metre, yüz ölçümü 1,5Km2’dir; Heybeli Ada ile arasında 700 metre genişliğinde bir boğaz vardır.
Burgaz adı, Pîri Reisin Kitabül Bahriyesinde aydın olarak zikrettiği veçhile, burada mevcud kadim bir kuleye nisbetle türkler tarafından verilmişdir, Pîri Reis bu adı “Burgazlı” diye kaydeder. 40 derece, 52 saniye, 30 sâlise arzı şimalde ve 29 derece 04 saniye 00 salise tûli şarkîdedir. Şekli dörtgene yakın olup deniz seviyesinden en yüksek yeri 535 kademdir; fır dolayı derin su ile çevrilmişdir. Zirvesinde, doğu ve cenup sırtlarında bir çam ormanı vardır, ve burada Hristos adına takdis edilmiş bir manastır bulunmaktadır. Diğer kısımları kayalık ve çıplaktır. Cenub sâhilinde keskin bir yar mevcud olup 500 kadem yüksekliğindedir. Doğu tarafında dahi ve hemen kasabanın cenubunda kaya bir dalga kıranın taşları sahilden 1 gomina kadar dışarı çıkmış, iskeleyi lodos rüzgârlarından muhâfaza altına almışdır. Bu dalga kıranın ucuna, binâsı beyaz badanalı, kırmızı çakar bir fener konmuştur. Cenub sâhilinde, deniz kenarına yakın muhtelif yerlerinde on, yirmi beş, otuz kadem yükseklikde münferid kayalar vardır
1962’de Burgaz Adasının yerli nüfusu ekseriyeti balıkcı olmak üzere 500 kişi idi, yaz aylarında dinlenmek üzere 2000-2500 kişi gelir, kasaba 1000 hâne olup, yazlık gelenler evlerde pazarlıkla oda kiralayıp kalırlar. Bâzı yerli âileler için yazın pansiyonculuk geçim yolu olmuşdur. 1934 Belediye Şehir Rehberine göre, Adanın sokakları şunlardır: Burgaz Çayırı Sokağı, Burgaz Çarşı Caddesi, Burgaz Mezarlık Sokağı, Büyük Çam Mevkii, Çakıl Taşı Sokağı, Çayır Aralığı Sokağı, Çınarlık Sokağı, Gezinti Caddesi, Gönüllü Caddesi, Hindli Mevkii, Kış Bağçesi Sokağı, Mehtab Sokağı, Sarnık Sokağı, Yalı Aralığı Sokağı, Yenice Sokak, Yeni Yalı Sokağı, Gökdemir Sokağı, Takım Ağası Meydanı, Burgaz Mezarlık Sokağı, Köy Kâhyası Sokağı, Kesikçınar Aralığı. Adı geçen Rehberde bulunmayan yeni yolları da şunlardır: Kaptanlar Sokağı, Ecmel Sokağı, Cennet Yolu, Burgaz Cami Sokağı, Abası Yanık Meydanı. Bu sonuncu isim, bu adada oturan hikâyeci ve şâir Said Faik Abasıyanık’a nisbetle verilmişdir.
Burgazda türklerin yerleşmesi Cumhuriyet devrinden sonra başlamışdır, bundan ötürüdür ki, son yıllara gelinceye kadar bu adada cami ve mescid yokdu, adaya ilk cami belediye ve halkın yardımı ile 1954 senesinde yapılmış ve resmi küşâdı o yılın 24 temmuzunda olmuşdur. Üç rum ortodoks kilisesi vardır; Ayios İoanis, Ayios Yorgios ve tepedeki Hiristos-Manastır kiliseleri, Hiristos Kilisesi yalnız cenâze törenleri için açılır, adanın rum ortodoks mezarlığı da oradadır. Bir eczâhanesi vardır, diş tabibi yaz aylarında gelir. Çarşısı yazın büyür, kışın küçülür, 3 kasab (biri dâimî), 4 bakkal (hepsi dâimî), 4 manav (biri dâimî), 2 berber (biri dâimî), 4 kadın berberi (hepsi yazlık), 4 kahvehâne (üçü dâimî), 3 içkili gazino (biri dâimî ve turistik), 2 lokanta (dâimî)
Nahiye müdürlüğü, Büyük Ada emniyet âmirliğine bağlı bir emniyet komiserliği, belediye zâbıtası baş müdürlüğü ve bir P.T.T. şubesi vardır. Postahânenin karşısına bir umumî telefon konmuşdur. Telgraflar telefonla Büyük Ada telgrafhânesine verilir. Bir tekel bayii vardır.
Avusturya Saint-Georges Hastahânesi ve Mektebi ile yanında çiftliğimsi bir bostanı vardır; müessesenin bir de küçük katolik kilisesi vardır; bostanda hastahânenin ihtiyacı olan sebze yetiştirilir, belediye adalarda büyük baş hayvan beslenmesini yasak etmeden önce bir de inek ahırı bulunmakta idi, müessese sütünü de kendi temin ederdi. Hastahânede on kadar râhibe ile dış hizmetler için birkaç râhib bulunmaktadır, bostanda bağçıvanlığı da râhibeler yapmaktadır.
Bir mûsevi yetimhânesi vardır, yaz aylarında 50 kadar fakir mûsevi çocuğu, her şeyleri temin edilerek barındırılır.
1962’de Dursun’un, İsmail’in, Mehmed’in, ve Mimi’nin 4 çiçek bağçesi var idi, bilhassa güzel karanfiller yetiştirilir.
Adada 5 fayton, 5 yük arabası, 5 gezi merkebi, 30-40 kadar da yük merkebi vardır.
5 sınıflı bir resmî ilk okulu ile 6 sınıflı bir özel rum ilk okulu vardır. Yeni yapılan yatılı türk ilk okulu henüz öğretime açılmamışdır. Bu adada yazın öğretmenler için bir dinlenme evi açılır, onbeşer gün münavebe ile ve bir ücret karşılığı istirahat edilir. Bir börekci ve simidci fırını vardır, ekmekci fırını yokdur, ekmeği Kınalı adadan gelir ve bir ekmekci dükkânında satılır.
İtfâiye müfrezesi ilçeye bağlı olup bir çavuş kumandasında 7 motopomp ve 2 su tankından ibârettir, 19 mürettebâtı vardır.
İlçenin deniz can kurtarma istasiyonu için Burgaz Adası Limanı münâsib görülmüşdür. Bir kaptanla bir çımacı bu maksadla Burgaz Adasında bulunmakta idi, fakat henüz motor verilmemiş olduğundan yıllardan beri vakitlerini kahvehânede geçirdikleri öğrenilmişdir.
Adanın 6 balıkcı motoru vardır, tutulan balıklar İstanbul Balıkhânesine götürülür. Yerli sekenesinin ekseriyetini teşkil eden balıkcılar balığa kayıklar, sandallarla çıkarlar.
İçme suyu adanın kendi motoru ile Nasib Kaptan tarafından Beykozdan veya Çubukludan getirilir. Halk evlerindeki sarnıçlardan faydalanır. Ayrıca mevcud büyük sarnıca Denizcilik Bankası tarafından büyük su gemisi ile getirilen su hortumla boşaltılır, ve götürüleceği mesâfeye göre ücreti değişmek üzere merkebler ile satılır.
Elektrik cereyânı kablo ile bir muhavvile merkezine Pendikden gelir.
Sâhil boyunca Gezinti Caddesi, Çamlık, çiçek bağçeleri, İsâ Tepesi (Hiristos) plâjı, Kalpazan Kayası gezilecek yerleridir. Rivâyete göre İstanbulda ilk kalp para bu Burgaz Adasında Kalpazan Kayasında yapılmışdır.
Burgaz Adasının kadim tarihini nakleden aşağıdaki satırları Bizanscı bilgin Gustave Schlumberger’den alıyoruz:
“Burgaz kayalık ve fakir bir ada olmakla berâber nüfusça Kınalıdan daha kalabalıktır. Koydaki iskelesi, hakikî bir küçük şehir teşkil eden daha çok adedde evlerle çevrilmişdir. Kadim adı Antigoni’dir; daha eskiden ismi Panorme imiş. Antigoni ismi İskender’in generali meşhur Antigonos’un adına nisbetle verilmiş olsa gerektir. Bu zâtın oğlu Demetrios Poliyarket, boğazların serbestîsini ve cihan imparatorluğunu elde etmek maksadı ile Trakyalı Lizimahos ve Makedonyalı Kassandros’la mücâdele etmek üzere milâtdan 298 sene evvel Marmara denizine geldiği vakit, bu suretle babasının ismini ebedîleştirmek istemişdir.
“Şark tarafı çıplak olan Burgazın Marmaraya bakan yamacı yeşillikle kaplıdır; vapur kasabanın ilk evleri önüne gelmeden, bilhassa yeni bir devirde yapılmış büyük bir manastırın önünden geçer. Deniz kıyısına az çok yakın bir mevkide Ayios Yorgios nâmına inşâ edilmiş bulunan bu manastır, meşhur Peloponez Manastırına âid bir vakıfdır. Peloponez Manastırı, Megaspileon, Patrasda Kalavrita yolu üzerinde kâindir; bu manastır “Büyük Mağara” mânasına gelen ismini, içinde bulunduğu büyük yeraltı koğuşundan alır. Megaspileon Manastırında bulunan baş keşişin murahhası bir rûhanî, Burgaz Adasındaki bu mâlikâneyi işletmekle mükelleftir. Prens Adalarında artık keşiş cemiyetleri kalmamışdır. Heybelinin güzel manastırları rum cemaatine mahsus mekteb hâline konulmuş, bütün diğer adalardaki manastırlar da nefsi Yunanda yahud Sînâdaki büyük ziyârethânelerin vakfı haline gelmişdir. Bunların binâları en mütevâzı burjuva tabakasına mensub âilelere kiralanan meskenler haline kalbedilmişdir. Manastırların etrafındaki arâzi ise merkezin nasbettiği rûhânilerin nezâreti altında ekilmektedir.
“Burgazın ehram şeklindeki zirvesi üzerinde, tıbkı Kınalı Adada olduğu gibi, büyük bir Transfigürasyon manastırı kâin bulunmuş ise de İstanbulun fethinde tahrib edilmişdir. Bu binanın heybetli bakiyeleri birkaç sene evveline kadar durmakda, ve adanın o yüksek noktası üzerinde güzel bir manzara arzetmekde idi. Yunan istiklâlinin bu adaya çekilmiş olan ihtiyar bir kahramanı, lüzumsuz bir gayret göstererek bu bakiyeleri ortadan kaldırtmış, ve yerine hiçbir karakteri olmayan küçük bir ibâdet yeri yapdırtmışdır. Anlatıldığına göre, eski manastırı kuran imparator Makedonyalı Vasil’dir. Üçüncü Mihailos’un kaatili olan bu hükümdar, memleketine büyük bayındırlık işleri yapmışdır. Dokuzuncu asrın sonlarına rastlayan debdebeli devri esnâsında İstanbul başdan başa değişmiş, Vasilios’un sâyesinde, gerek pâyitahtda, gerekse civarında yüzden fazla kilise, hastahâne, manastır, umumî sahrınç inşâ edilmişdir. Kendisini müziç ve süfli bir ortakdan kurtarmış olan cinâyetin günâhını affettirmek için bu adam mütemadiyen dinî inşaatın temellerini attırmağa ve böylece kurbanın hayalini gözünün önünden uzaklaşdırmağa çabalamışdır.
“Burgaz Adasının şöhret bulmasına sebeb olan mağdurların en meşhuru, “Günah Çıkarıcı” diye anılan patrik Metodios’dur. Bu zât, tasvir bozan imparatorların devrinde çekdiği tüyler ürpertici işkencelerden dolayı Yunan Kilisesi tarafından fedâiler mertebesine çıkarılmışdır. Metodios asil bir ırka mensub olup Sicilya Sirakuzasında doğmuştu.Büyük âilelerin saraya intisab etmesini arzû eden küçük oğullarının akın ettiği İstanbula gelmiş, burada liyakat sâhibi bir rûhânî ile tanışmışdı.
Bu adam kendisini, bütün servetini fakirlere hediye ederek manastıra girmeğe iknâ etti. İmparator Ermeni Leon’un zamanında ve mukaddes tasvirler mezhebine düşman olan bu prensin müdhiş zulüm ve îtîsafları esnâsında Metodios İtalyaya çekildi. İmparatorun katlini ve Keke Mihailos’un cülûsunu müteakip menfi papazlar, “günah çıkarıcılar” geriye çağırılmışdı; bu meyanda Romadaki papanın yeni hükümdara yazdığı bir mektubu hâmilen Metodios da İstanbula döndü. Az zaman sonra görüldü ki Mihalios da içdiği andlara rağmen mutaassib halefi gibi mukaddes tasvirlere düşmandı. Metodios’u tutturup yediyüz kırbaç vurdurdu, ve taraftarları müdhiş işkencelere uğratıldı. Küfürlerinin manzum beyânını kızgın demirle alınlarına yazdılar, Metodios’u da yarı ölü bir halde Burgaz Adasına götürdüler. Onu, evvelce mezar olarak kullanılmış taşdan kafes hâlinde bir lâhdin içine kapattılar ve yanında iki yol kesici haydudu ayakdaş olarak verdiler. Rivâyete göre zavallı adam o küçük çapda cehennem içinde yedi sene yaşadı. Fakat buna inanmak müşkildir. O tasvir edilemez höcrede küçücük bir kandil yakabilmek için lâzım gelen zeytin yağını her hafta sefil bir balıkcının getirdiğini bir efsâne safdil bir şekilde anlatır; bir hafta balıkcı gelememiş, kandilin yağını melekler getirmiş.
“Metodios, ortodoksların tasvir kırıcılara galebesinden sonra şan ve şeref içinde patriklik makamında öldü. Ondan Burgaz Adasında bir hâtıra kalmışdır; Burgaz rumlarının hâlâ ibadethâne olarak kullandıkları küçük Ayios İoanis Kilisesidir. Bu kilise çok eski bir zamana aiddir. Hâtırasını tizkâr için Metodios’un içinde çile çekdiği lahdin yerinde inşâ edilmişdir.
“Yanında bir de manastır yaptırılmışdı, bugün manastırın yalnız bir sarnıcı meydandadır.” (G. Schlumberger, İstanbul Adaları; Naci Yüngül tercümesi, İst. 1937).
Notlar / Araştırılacak konular:
Burgaz bucağı da iki mahalle olup bir mahallesi nefsî Burgaz Adası, diğer mahallesi Kınalı Adadır diye bahsedilen ikinci mahalle tahminimce Kınalı Ada yerine Kaşık Adası olmalıdır. Bir çok metinde Kaşıkada'sının Burgazada'sına bağlı olduğu hatta yavrusu benzetmesi yapıldığı belirtilmiştir.
Musevi Yetimhanesi
İstanbul Ansiklopedisindeki Burgazada ile alakalı aşağıdaki diğer maddeleri de yakında aktaracağım.
Burgaz Adası Camii
Burgaz Adası Cinayeti - 1949
Burgaz Adası Müslüman Mezarlığı
Burgaz Çarşı Caddesi
Burgaz Çayır Sokağı
Burgaz Vapuru
Comments